5. Kamu sektörü, inovasyon konusunda birçok engelle ve meydan okumayla karşılaşmaktadır. Şöyle sıralayabiliriz:
1. Öncelikle kamu sektöründe bir reform/inovasyon kültürünün ve reform/inovasyon dostu ortamın yaratılması sorunuyla karşılaşılmaktadır. Değişime karşı direnç, kamu sektöründe inovasyon kültürünün yerleşmesinin önündeki en önemli engellerden biridir.
2. Kamu sektöründe reform riskli bir iştir, bu yüzden üst düzey risk yönetimi kapasitesi gerektirmektedir. Bu ise pek çok kamu kurumunda mevcut değildir.
3. Kamu sektörünün en önemli sorunlarından biri kaynak kıtlığıdır. Bu sadece finansman konusunda değil, insan kaynağı konusunda da böyledir.
4. Doğru değerlendirme süreçlerinin uygulanması gereklidir. Reformun/inovasyonun uygulanmadan önce ne kadar gerekli olduğunu, uygulandıktan sonra ise ne kadar başarılı olduğunu değerlendirmek şarttır. Burada en önemli kavramlardan biri “etki değerlendirmesi”dir.
5. Disiplinler arası işbirliğinin güçlendirilmesi gereklidir, zira günümüzde kamu hizmetlerinin geliştirilmesi ve sunumu süreçleri çok boyutlu bir hal almıştır.
6. Vatandaşları da reform politikalarının ve uygulamalarının oluşturulması süreçlerinin bir parçası yapmak için istişare/müzakere mekanizmalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, vatandaşların/kamu hizmeti kullanıcılarının bilgilendirilmeleri, yapılandırılmış topluluklar şeklinde örgütlenmeleri, böylece kamu hizmetleri ile ilgili baskı oluşturabilecek bir “üçüncü sektör” olarak rol oynayabilmeleri önemlidir. Bu nokta, hem katılımcılık anlamında, hem de kamu-sivil toplum işbirlikleri anlamında ve “ağ oluşturma” olgusu çerçevesinde önemlidir. Bilgilendirilmiş sivil toplum kuruluşlarının etkilerini gösterecekleri kanalların inşa edilmesi ve açık tutulması gereklidir. Bu aynı zamanda demokrasinin de bir gereğidir.
7. Kamu sektörünün elindeki bilgilerin yeniden kullanımının teşvik edilmesine önem verilmelidir. Bunun için de yine yukarıdaki 4. maddeye dönüyoruz; bu bilgilerin doğru toplanıp değerlendirilmesi için uygun kriterler geliştirmek gerekir. Kriter meselesinden bağımsız olarak, kamu sektörünün ürettiği bilgilerin dağınık olması da bunların eşgüdüm içinde yeniden kullanılmasını zorlaştıran bir durumdur. Kamu sektörünün ürettiği bilgilerin dağıtılması ve yeniden kullanılmasını kolaylaştırmayı amaçlayan girişimlere örnek olarak Avrupa Kamu Sektörü Enformasyon Platformu (EPSI) Show us a better way ve Open Knowledge Foundation Blog sayılabilir.
8. Yukarıdaki maddeyle bağlantılı olarak, kamu sektörüne ait bilgilerin açılması önemlidir. Bu husus, saydamlıkla kaçınılmaz olarak bağlantılıdır.
9. Kurumlar arası işbirlikleri ve ağlar, deneyimlerin paylaşılması ve bilginin/pratiklerin yayılması açısından çok değerli mekanizmalardır, ancak ne var ki kamu kurumlarında işbirliği, ortaklık ve ağ oluşturma kapasitelerinin yeterince geliştiğini söylemek kolay değildir.
10. Uluslararası işbirliği/ağ oluşturma pratikleri, bu engellerin aşılması için faydalı bir yöntemdir; ancak ne var ki bu uygulama da kendi başına bir meydan okuma olabilmektedir. Avrupa özelinde bu problemin Birlik kurumları, özellikle Avrupa Komisyonu’ndan kaynaklanan “uluslar üstülük” boyutunu da hesaba katmak gerekir.
11. Kamu sektöründeki inovasyonun sistematik olarak ölçülmesi başlı başına bir meydan okumadır. Elbette bunun en önemli sebebi kamu sektörünün sunduğu hizmetlerin çoğunun sayısallaştırılmasının mümkün olmamasıdır. Kamu sektörünün ürettiği birçok çıktı maddi değildir ve piyasadan geribildirim alma imkânından mahrumdur. Bundan dolayı inovasyonun etkisini ve başarısını ölçmeye yönelik objektif ve evrensel kabul gören kriterler geliştirilememiştir; ancak bazı çabalar mevcuttur. Bu çabalara aşağıda değinilecektir.
12. Kamu sektöründeki yenilikçi projelerin görünürlüğünün arttırılması gereklidir.Görünürlük artmadıkça yenilikçi proje geliştirmeye yönelik yeterli teşvik olması mümkün değildir.Projelerin halkla ilişkiler ve tanıtım boyutuna ağırlık verilmesi, belki proje yarışmaları gibi uygulamalar, daha fazla görünürlük sağlayacaktır. Ayrıca projelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması, bir devamlılık unsurunun göz önünde bulundurulması da faydalı bir yöntemdir.